Yankı Avcısı ve Sessizlik Kuyrukluyıldızı

Dağlardaki en iyi avcı değildi, ama en iyi dinleyiciydi. Kira, kayalıklara çarpan sesleri yakalayıp onları ihtiyacı olanlara geri verirdi. Bir gün, gökyüzünden geçen gizemli bir kuyrukluyıldız, dünyadaki tüm yankıları silip götürdü. Artık kimse sesini duyuramıyor, dağlar en küçük fısıltıyı bile geri çevirmiyordu. Kira, sesleri geri getirmek için sessizliğin en derin olduğu mağaraya, hiçlik kuyusuna inmek zorunda kalacaktı.

Kira’nın köyü, Yankılı Dağlar’ın eteklerine kuruluydu. Burada söylenen her söz, dağlardan yankılanarak geri dönerdi. Kira ise bu yankıları toplayıp saklama konusunda eşsiz bir yeteneğe sahipti. Bir şarkıyı yıllar sonra aynı tazeliğiyle geri verebilir, unutulmuş bir itirafı en doğru kulağa fısıldayabilirdi. Ona “Yankı Avcısı” derlerdi.

Ta ki, gümüş kuyruklu bir yıldız gece göğünü yırtıp geçene kadar. Bu, Sessizlik Kuyrukluyıldızı’ydı. Geçtiği her yerde sesleri emen, yankıları söndüren bir güce sahipti. Ertesi sabah, köyde tuhaf bir sessizlik hakimdi. İnsanlar bağırıyor ama sesleri bir adım öteye gidemiyor, dağlar artık hiçbir şeyi yankılamıyordu. Dünya, sağır edici bir sessizliğe gömülmüştü.

Kira, ninelerin ninnilerinin, aşıkların sözlerinin, çocukların kahkahalarının yankılarının kayboluşunu hissediyordu. Bu dayanılmazdı. Köyün en yaşlı bilgesi, çaresini “Hiçlik Kuyusu”nda olduğunu söyledi. Burası, dünyadaki tüm sessizliğin toplandığı, dipsiz bir mağaraydı. Kira, korkusunu yenip kuyuya indi.

İniş saatler sürdü. Etraf o kadar sessizdi ki, kendi kalp atışlarını bile duyamıyordu. En dipte, donmuş gibi duran, simsiyah bir göl vardı. Sessizliğin kaynağı buydu. Kira, elindeki boş yankı torbasını göle daldırdı ama hiçbir şey olmadı. Sessizlik, yakalanacak bir şey değildi.

O zaman fark etti. Belki de sessizliği yakalamak değil, onunla konuşmak gerekiyordu. Torbasını kenara koydu ve göle doğru, içinden geçenleri fısıldadı: “Korkuyorum,” dedi. “Köyümün seslerini özledim.”

Sessizlik titredi. Donmuş gölün yüzeyinde gümüşi bir dalga oluştu. Sessizlik, onun korkusunu yankılamıştı! Kira, şaşkınlıkla devam etti. Umudunu, özlemini, sevgisini anlattı. Her duygu, sessiz gölün yüzeyinde farklı bir renk ve titreşimle karşılık buldu. Sessizlik, bir boşluk değil, duyguların en saf halini yansıtan bir aynaydı.

Sonunda, içindeki tüm duyguları aktardığında, göl parlak bir ışıkla parlady. Işığın içinden, kaybolan tüm yankılar, müzikal notalar gibi fışkırdı. Kira, torbasını açtı ve yankılar içeri doldu. Torbası, en güzel şarkılarla, en samimi sözlerle dolup taştı.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Lina'nın Arkadaşlarıyla Macerası

Kuyudan çıktığında, köydeki sessizlik kırılmıştı. Yankılar geri dönmüş, dağlar yeniden konuşmaya başlamıştı. Kira, insanlara sadece seslerini değil, bir gerçeği de getirmişti: En derin sessizlik bile, eğer ona yüreğinizle konuşursanız, size en güzel yankıyı verebilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu